Kitabınız “Gerçekten” Yayımlanmaya Hazır mı?

Kitap Yazmak ve Yayımlatmak

Kitap yazmak ve kitap yayınlamak denildiğinde insanların aklına yalnızca “yazmak” geliyor. Oysa kitap yazmak ve ardından kitap yayınlamak ne yazık ki göründüğü kadar basit bir eylem değildir. Bir kitabın raflara ulaşana kadar kaç kere düzenlendiği ve kaç kişinin bir kitapta emeği olduğunu biliyor musunuz? Gelin, basitçe bu konuyu ele alalım.

En iyi kitaplar nasıl ortaya çıkıyor dersiniz? Şöyle bir baktığımızda, şaheser olarak adlandırılan kitapların ardında o kadar büyük emekler yatıyor ki… Tabi burada en çok satan kitaplar listesinde yer alan şişirme ve tamamen reklam başarısı olanlardan söz etmiyorum. Yüzüklerin Efendisi ya da Harry Potter gibi, milyonlar satmış, filmlere konu olmuş büyük eserlerden söz ediyorum.

Bir kitabın yayımlanmaya hazır olup olmadığına karar vermeden önce Kitap Bastırmak Neden Zor isimli makaleyi okumanızı öneririm.

Bir Kitabın Yayımlanmaya Hazır Olduğunu Nasıl Anlarız?

Burada “yayımlanmaya hazır olmak”tan kastım elbette “yayınevine göndermek” oluyor. Yayınevindeki editörler, redaktörler kitabınızı elbette tekrar gözden geçirip baskıya öyle vereceklerdir. Bizim şu anki konumuz, kitap yazmak eyleminin bizim için büyük açıdan nihayete ermesi, editörler tarafından istenecek değişiklikler dışında tamamlanması.

Bir kitabın yayımlanmaya hazır olduğuna karar vermek için aşağıdaki maddeleri yanıtlayabilmek gerektiğine inanıyorum;

 1-  Ne anlatıyorum?

Kitap çıkarmak isteyenler için bu nokta çok önemli. Anlatılmamış birçok şey var. Ya da farklı bir bakış açısıyla anlatılmamış birçok şey var diyelim. Eğer ne anlattığınızı biliyorsanız, nasıl anlatmanız gerektiği hakkında da düşünmüşsünüz demektir.

 2-  Nasıl anlatıyorum?

Aslında en önemli konu, bir olay ya da durumu nasıl anlattığınız. Eğer tarzınız iyiyse, yani diliniz okurlara cezbedici geliyorsa, ne anlattığınızın önemi bir nebze olsun azalıyor gibi. Zira Necip Fazıl Kısakürek’i ele alalım; anlattığı şeylerin birçoğu havada kalır ama dili o denli farklı, üslubu o denli kendine hastır ki, anlattığı şeylerin nereye vardığından öte, nasıl anlattığı konuşulur.

 3-  Kime anlatıyorsunuz?

Diyelim ki dini yönü baskın bir karakter üzerinden giden bir kurgunuz var, demek ki hedef kitleniz dini inancı olmayan insanlar değil. (Tabi bu söylediklerim kurgu dosyaları için geçerli.) Belirlemiş olduğunuz bir kitle olmalı, çünkü belirli bir kitleye konuşmak, tüm insanlığa konuşmaktan daha isabetli bir karar. Yazar olmak ve kitap bastırmak isteyenler, dosyalarına uygun yayınevini de araştırmalı.

 4-  Eserinizde alt metin var mı? Varsa ne?

Kelimelerinizle açıklamadığınız ama eserinizi okuyana anlatmak istediğiniz asıl şey ne? Örneğin; bir evsizin hayatını anlatıyorsunuz ama burada asıl anlatmak istediğiniz ne? Yoksulluğun kötü olduğu mu, yoksulken de mutlu olunabildiği mi, yalnızlık mı? Elbette birden fazla alt metin olduğunu söyleyebilir, böyle tasarlayabilirsiniz. Ama en azından bir tane alt metin, kitap bittikten sonra bile insanları düşündürecektir.

 5-  Eserinizdeki karakterlerin kendine has özellikleri var mı? Varsa neler?

Herkes gibi olan karakterler her zaman içimi sıkmıştır. Karakterlerinizin kendine göre has kötü yanları, iyi yanları ya da absürt düşünceleri var mı? Bir süper kahraman ya da süper kötü yaratmayacağınıza göre (eğer yaratmıyorsanız) bence bu konu önem arz ediyor. Çünkü ne yana baksak standartlar kalıplar içinde yaşayan insanlar görüyoruz. Ha, yok efendim ben klişe bir karakter anlatacağım ama üslubuma güveniyorum, diyorsanız da sizin bileceğiniz iş.

 6-  Eserin anlatım tarzı, okuyucunun anlayabileceği şekilde mi?

Öyle ya, herkes kendi yazdığını anlayabilir, zaten kendi yazmıştır. İnsan kitap yazmak ya da herhangi bir metin kaleme almak söz konusu olduğunda, her şeyi kafasındaki gibi kağıda geçirir ama atlanan bir konu var; siz zaten yazdığınız her şeyi kafanızda kurguladığınız için tüm olaylar mantıklı geliyor ama dışarıdan bakan birisi için bu o kadar da net olmayabilir. Bu yüzden bir yakınınızdan (ama net olacağını bildiğiniz bir yakınınızdan) kitabı okumasını ve tahlil etmesini rica edebilirsiniz. Gerekirse kitap hakkında sorular sorup, anlatmak istediğini nasıl anladığını ya da anlayıp anlamadığını ölçebilirsiniz.

 7-  Yazdığınız türdeki diğer eserleri inceleyip tahlil edip kendi eserinizle kıyasladınız mı?

Misal, bir distopya kaleme alıyorsunuz ama George Orwell, Aldous Huxley, Yevgeni Zamyatin, Ursula K. LeGuin kim bilmiyorsunuz. Eğer hiç distopya okumadan distopya yazmaya kalkarsanız büyük bir ihtimalle hayal kırıklığına uğrayacaksınız (elbette size doğuştan bir yetenek bahşedilmediyse). Aynı zamanda okuduğunuz distopyalar ve sizin eseriniz arasındaki fark ne? Okuyucuya ne sunuyorsunuz (alt metin yine burada araya giriyor) ve distopya konusunda yeni olarak ne söylüyorsunuz?

 8-  Kıyas sonucunda, en azından biraz olsun farklı olduğuna inanıyor musunuz?

Totaliter rejimleri ele alalım; var olan distopyalar içerisinde totalitarizm ile ilgili olmayanı yoktur ve muhtemelen yazacağınız eserde de totalitarizm esintileri bulunacaktır. Peki ya bu güne kadar söylenmemiş ne söylüyorsunuz? Zülfü Livaneli, dikta rejimini oldukça sıradan bir kurguyla ama harikulade, farklı bir üslupla ve geleneksel motifleri eğip bükerek ele alırken, siz, klişeleşmiş motifler üzerinden ilerlemeyeceksiniz değil mi? Elbette Zülfü Livaneli örneği biraz fazla, diyebilirsiniz ama o söylenmiş olanları tekrar söylerken oldukça farklı bir tarzı benimsedi (2. maddedeki “nasıl anlatıyorsunuz” burada devreye giriyor) ve bana göre oldukça başarılı bir eserdi.

Hazır Olduğunu Düşünüyorsanız…

Kitap yazmak oldukça çetrefilli bir eylem, demiştim. Yukarıdaki soruları yanıtladınız ve artık eserin hazır olduğuna inanıyorsunuz. Belki gerçekten hazır ama ben size bir öneride bulunmak istiyorum; kitap yayınlamak, kitap bastırmak adına eyleme geçmeden evvel dosyanızı bir rafa kaldırıp kendinize en az iki ay verin ve iki ayın sonunda, sakin bir kafayla tekrar okuyun. Unutmayın, bir kitap yayımlandığı zaman, artık düzeltme şansınız olmayacak. İnce eleyip sık dokumanın bir zararı olmaz.

Kitap Bastırmak Neden Zor  başlıklı yazıda değinmiştik; ne yazık ki editörler kitapların birçoğunu okumuyor/okuyamıyor. Bir arkadaşım, bir editörle görüştüğünde, kendi kitabıyla alakalı oldukça can sıkıcı bir yanıt almıştı. Editör, kitabın ilk sayfalarında gördüğü “tek bir hata” sebebiyle dosyayı okumayı bırakmıştı. Bu oldukça sık rastlanan bir durum ve yine oldukça can sıkıyor. Bu yüzden, hem hevesinizin kırılmaması, hem de daha başarılı bir eser çıkarabilmek adına bu tavsiyeyi es geçmemenizi öneririm.

Bu arada, tüm bu yazdıklarımı ben de uygulamaya çalışıyorum. Yani bunları “dikte” olarak görmeyin. Belki de söylediklerimin hiçbirini yapmadan kitabınız oldukça başarılı olacak;  bu konuda hiç kimse garanti veremez.

Kitap Yayınlatmak Mı İstiyorsunuz?

Temmuz 15, 2018

Kitap Bastırmak Neden Zor? Ne Yapmalı?

Temmuz 15, 2018

Bir yanıt yazın