Kitap Yayınlatma Başvurusu

Kitap yazdınız ve yayınlanmasını istiyorsunuz. Kitap bastırmak için yayınevi araştırmaya başladınız. Kitap yayınlatmak hakkında sizlere fikir verebilecek bir yazı hazırladık.Hangi ilde olursanız olun, Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Trabzon, Eskişehir, fark etmez; kitap bastırmak için yayınevlerine online başvuruda bulunabilirsiniz. Kitap yayınlatma başvurunuz hakkındaki yazımız aşağıdaki gibidir.Yayıncılık sektörünün kalabalıklaşmasına, bir kitap yazmak için yola çıkıp yayınevlerini yakından inceleyen yazar adaylarının her gün artmasına rağmen kitap yayımlatmak ve yayınevlerine dosya göndermek konusundaki kafa karışıklıkları bit-e-miyor.Onca zamandır üzerinde çalıştığınız kitap dosyası bitti, sıra yayınevlerine göndermek ve verecekleri cevabı beklemeye geldi. Peki nasıl bir yol izlemek lazım? Hangi yayınevine veya yayınevlerine başvurmak gerek? Kapılarına mı gitmeli, mail mi yoksa kargo mu göndermeli? Editörler kitap dosyalarını okurken nelere bakacaklar, neleri isteyecekler, hakkınızda neler düşünecekler?Farklı kaynaklarda bu sorulara yanıtlar verilmiş olsa da güncel ve toplu bir cevap vererek bu yolun başındaki yazar adaylarına yardımcı olmak, öne çıkan yayınevlerinin dosya kabul koşullarını ve adreslerini derlemek istedim. Bunu, hem aynı yollardan geçmiş genç bir yazar, hem de farklı içeriklere sahip yayınlara ve yayınevlerine, kişilere ve kurumlara editörlük hizmeti veren bir arkadaşınız olarak yaptım. Yani bilgiler hemen hemen ilk elden ve güvenilirdir.Eksik bulduğunuz ve sormak istediğiniz notları, “Ya şöyle demişsin ama işin doğrusu böyle” demek istediğiniz noktaları yorum olarak yazmayı, bu sayede bu yazıyı daha da zenginleştirmeyi unutmayın lütfen.

BÖLÜM 1 | Kitap Dosyasını Göndermeden Önce

Kitap Dosyanız Gerçekten Bir Dosya mı? KİTAP BASTIRMAK

Herhalde “Dosyanızı göndermeden önce dosyanızı tamamlayın,” gibi kötü bir şaka yapmamı beklemezsiniz. Bu tatsız bir espri gibi olsa da bunu cidden yapan yazar adayları maalesef var.Yayınevlerine mail yazarak veya telefon açarak, “Konusu şöyle olan bir çalışmam var, bitirsem ilgilenir misiniz?” tadında sorular soran çok yazar adayı olduğu bir gerçek. Bir gerçek de -doğal olarak- şu ki bitmemiş bir dosyayla, bir fikirle ilgilenmek hiçbir yayınevinin yapacağı bir iş değil. Maketten ev almak gibi bir şey olur.Bu yüzden bitmemiş, tamamlanmamış bir dosyanın, yayımlanması aşamasından önce tamamlanması gerekiyor.

Kitap Dosyasıyla Birlikte Ne Göndermeliyim? KİTAP YAYINLATMAK

Bazı yayınevleri dosyanın yanında bazı bilgi ve belgeler isterken bazıları da sadece dosyayla ilgilenebiliyor. Ama yine de yayınevi ne isterse istesin, dosyayı kimin yazdığını bilmeleri hiç fena olmaz. Bu yüzden öncelikle bir bir özgeçmişinizi iliştirmeniz güzel bir hareket olur. Üstelik daha önce bir yerlerde yazılarınız yayımlandıysa, farklı kapsamdaki organizasyonlarda deneyimleriniz veya yayımlanmış kitabınız varsa, yayınevleri bunları bilmek isteyebilir.Özgeçmişin haricinde bazı yayınevleri, eserinize dair bir sunum da isteyebiliyorlar. Bu konuda Türkiye’deki en uzun listeye Doğan Kitap sahip. Dosyanızla birlikte bir form doldurmanız, türlere göre ayrı ayrı hazırlanmış bu formlarda eserinizden epey bahsetmeniz gerekiyor. Bu bir yanıyla çok kasıntı bir hareket gibi gelse de bir yanıyla da eserine hakim olan ve güvenen bir yazarın kolaylıkla yanıt verebileceği sorular olduğunu -veya tersinden söyleyelim,- bu soruları zaten kolayca yanıtlayabileceğini söylemek gerek. Yine de inceden bir “Bize ne vadediyorsun, neden seni işe almalıyız?” havası da yok değil tabii.Kimi yazar adayları, dosyasını süsleme yoluna gidebiliyor. Çetrefilli fontlar kullanabiliyor, kapak çizebiliyor, havalı karalamalar veya baskı yöntemleriyle gönderiyor, vs… Oysa sade bir şekilde çıktısı alınmış bir dosya ve dosya ile yazarının adının yazılı olduğu düz bir kapak da yetecektir.

Kitap Dosyamı Kargoyla mı E-postayla mı Göndermeliyim? KİTAP YAYIMLATMAK

Bunun yanıtı da yayınevlerine göre değişiyor. Kimi yayınevi sadece biriyle alabiliyor, kimisi için fark etmiyor. Sonraki bölümde, yayınevlerinin bu tercihlerini de yazdık, ama listede olmayan bir yayıneviyle muhatapsanız öncesinde sormanız gerekli tabii.Bir yayınevi illa e-posta istiyorsa “dokunmuyorsa, yoktur” paranoyaklığıyla ısrarla kargo göndermenize gerek yok ama. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var, editör sizden mail istiyorsa mail gönderin, doğru ve iyi bir editörse mutlaka açıp bakacak, merak etmeyin.

“İlk 5 Sayfa Kuralı” Gerçek mi? KİTAP ÇIKARMAK

Tüm dünyada yayıncılığın şehir efsanelerinden birisidir bu. Bir süre önce bizde de yerli bir editörün paylaştığı hafif kibir kokan bir yazıda da, ilk 5 sayfanın önemli olduğunu, bu ilk 5 sayfayı beğenmeyen editörün çok da zamanı olmadığı için dosyayı çöpe atacağını okumuştuk. Bu, bazı yerlerde 5 sayfa diye geçer, bazı yerlerde 6 veya 10… Ama ilk sayfaların önemine vurgu yapılagelmiştir hep.Söz konusu yazıyı okuyanlar için altını çizeyim: Bunun şehir efsanesi olduğunu sadece bir bakımdan söylüyorum, bir bakımdan yalan da değildir ama sadece ilk 5 sayfaya şans veren bir editörün yaptığı da doğru değildir.Burada şunu iyi anlamak gerekiyor: Bir edebi eserin asıl başarısı ağırlıklı olarak ne anlattığında değil, nasıl anlattığındadır. Bu yüzden ilk 5+/- sayfada, eserinizin ipuçlarına, yani ne anlattığınıza değil öncelikle nasıl anlattığınıza bakacaktır editörler. Dil akıcı mı, süslü mü, ritmik mi, yorucu mu, ifade ve tasvir gücü nasıl, heyecan, merak ve gerilim yaratıyor mu, olaya hakim mi… gibi ipuçları, gerçekten de iyi bir okur/editör için ilk 5 sayfada kendini ele verir. Bu açıdan evet, giriş kısımları çok önemli.Ama yine de profesyonel bir editörün en azından orta karar bir hızlı okumacı olup dosyanın kalanını da taraması ve gözden geçirmesi gerektiğini düşünüyorum. İlk sayfalarda basireti bağlanan ve bunu son okumalarda da çözemeyen acemi yazarımız belki bir süre sonra çok acayip açılmış ve toparlamış olabilir. Eh, kitap bu ham haliyle basılmayacağına, bir editöryel süreçten geçeceğine göre bu çok kötü ilk 5 sayfayı toparlayabilmek de mümkün olabilir.Ha, aksini savunan olur da “İlk sayfaları kötü olup sonra toparlayan eser oranı yüzde 2-3’tür” derse, “O da doğru,” deyip susarım; ayrı konu… Ben, o çok küçük ihtimallere açık kapı bırakıyorum sadece, çünkü bırakmak gerek.

Yayınevleri Bana Ne Zaman Dönecek? KİTAP ÇIKARTMAK

Her yayınevinin bir çalışma sistemi, belli bir çalışan sayısı ve yayın programı var. İkinci bölümde göreceksiniz; 90 günden 6 aya kadar uzayan bir yelpaze var. Burada devreye sabır giriyor. Tezcanlılık edip daha içinize sinen bir yayınevini 6 ay beklemektense orta halli bir yayınevini 90 gün beklemek için diğerine göndermezlik veya sonucu beklemezlik etmeyin. Umberto Eco’nun dediği gibi, “Sanat da edebiyat da hamallık,” yapacak bir şey yok.Bir not daha: Talihsizlik sonucu gerçekten berbat ve merdiven altı bir yayınevine denk gelmediyseniz dosyanız mutlaka okunacak ve olumlu veya olumsuz dönüş yapılacaktır. Panik yok. Ama bir yayınevi “3 aya kadar döneceğiz” dediyse, 2. ay arayıp “Bu ay benim doğum günüm, bana bir sürpriz yapıp dosyamı okur musunuz?” gibi şeyler yapmamanızı öneririm. Bu örnek saçma mı geldi? Bizzat gördüm, şahitlerim var.(Bir not: Sürekli “dosyalarınız mutlaka okunacak, dönüş yapılacak” diyerek yayınevlerini kusursuz bir yerde konumlandırdığım düşünülmesin. İstisnaların bozmadığı kaideler üzerinden konuşuyorum ama yayınevlerinin edebiyat tarihi boyunca çok önemli eserleri geri çevirdiğini biliyoruz.)

İçim Ürperiyor, Ya Romanımı Çalarlarsa? YAYINEVİ KİTAP BASTIRMAK

Teorik olarak bu mümkün, ama pratik olarak bir yazar adayının kitabının, hele ilk kitap dosyasının en azından bir yayınevi tarafından çalındığı pek görülmemiştir.Eseriniz zaten iyiyse, yayınevi bunu basmak ve getirisini kazanmak ister. Hiçbir yayınevi, kendisine okur, kâr ve saygınlık getirecek bir eseri geri çeviriyormuş numarası yapıp da kitabı başka isimle basmaz. (Tabii burada yine merdiven altı yayınevleriyle muhatap olmama şartı giriyor.)Ama yine de çok korkuyorsanız, geceleri uykunuz “O benim kitabım!” diye bölünüyorsa herkesin tek çare sandığı “notere onaylatmak” zorunda değilsiniz. Notere onaylatacağınız paranın üzerine cüzi bir miktar ekleyip zaten kitabı kendiniz bastırırsınız.Bir kitabın size ait olduğunu kanıtlamak için hiçbir yere göndermeden önce kendinize mail atabilirsiniz mesela. Zaman damgası işlevi görür bu. Veya postaneye gider, kendinize iadeli taahhütlü gönderdiğiniz paketi açmadan saklarsınız. Hepsi bu… Metin olun…Ama… yayınevlerinden önce dikkat etmeniz gereken kötü niyetli insanlar, hatta arkadaşlar olabilir. Fikriniz çok iyiyse öyle gelişigüzel ortamlarda, özellikle sizinle aynı yazarlık yolunda olan veya olmayı düşünen kimselerin yanında çok da dillendirmemeniz güzel olur. Bu belki iki paragraf önceki tavırdan daha paranoyakça ama intihal denilen şey de zaten çoğu zaman kelime kelime değil, fikir bazında yapılıyor, üstelik ispat da edilemiyor, malum…

Dikkat Etmeniz Gereken Hususlar YAYINEVİ KİTAP YAYIMLATMAK

Kitabınızı yazdınız, yayınevi araştırmasına başladınız. Karşınıza çok fazla ücretli basım yapan yayınevi çıktı. Bu ücretli yayıncılık yapan yayınevleri sizlerden belli miktarlarda para istedi. Kitap dosya başvurunuzu yaptınız, ücretli basım yapan yayınevleri sizlere geri dönüş yaptı. Kitap Basım Sözleşmeniz geldi. Öncelikle kitap kaç adet basılacak, basılacak olan kitabın ISBN ve Bandrol yazıları sizlere verilecek mi? Burası çok önemli.Sözleşmede kaç adet basılacağı yazılırsa yazılsın siz kaç adet basıldığını nereden bileceksiniz? Yayınevi size kitabınızın matbaada basıldığına ve bandrol yapıştırıldığına dair bir yazı veriyor mu? Kaç adet bandrol alındı ve kitaba yapıştırıldı bunları bakanlık takip ediyor, bakanlığın basıma ve bandrol yapıştırıldığına dair bir yazısı yayınevi tarafından size verilmiyorsa büyük bir sorun vardır ortada.Ücretli veya ücretsiz kitap bastırmak veya kitap yayınlatmak için başvuruda bulunduğunuz yayınevlerine dosyanızı gönderirken ve yayıncılık sözleşmesi yaparken çok dikkatli olmanız gerektiği konusunda sizleri uyarmamız gerek.

Bir diğer önemli konu basım sonrası pazarlama, dağıtım ve reklam. YAYINEVİ KİTAP YAYINLATMAK

Sizlere büyük kitapçılarda mutlaka kitaplarınız sergilenecek diye vaat veren yayınevlerinden uzak durunuz. Kimse yeni bir kitabın tüm kitabevlerinde sergileneceğine dair söz veremez. Çünkü kitabevlerindeki işleyiş buna izin vermez. Sizlere D&R ve diğer büyük kitabevlerinde yeni çıkan kitabınızın sergileneceğini söyleyen yalan söylemiş demektir.Yeni bir yazar ve ilk kitabınız çıkıyorsa, kitabevleri kitabınıza mesafeli davranacaktır. Yazarın tanınması biraz zaman almaktadır. Kitabınız okunacak, ve okuyucular tarafından beğenilerek çoğalacaktır. Kitabevleri kitap siparişlerini kendi inisiyatifinde vermektedir.Yayneviniz hangi dağıtıcılar ile çalışıyor bu da çok önemli bir konudur. Emek, Kida, İdefix dağıtım firmaları bu sektörün en iyileridir.Reklam konusu ise; sizlere standart bir reklam veriyorum diyen yayınevi aslında hiç reklam yapmıyorum demek istiyordur. Kitaplarınızı Ot, Cumhuriyet, Hürriyet, Kafa dergileri gibi edebiyat içerikli dergilerde ve gazetelerde reklam yapılması tanınmamızı sağlayacaktır.Günümüzde yayınevimize yapılan kitap yayınlatma başvurularında mağdur olan oldukça fazla yazar ile karşılaştık.

Tekinsiz Vadi’de Bir Dava

Ağustos 1, 2015

Bir yanıt yazın